Rabbim, milletimizi, devletimizi payidar eylesin. Koronavirüsünü yok eylesin. Sağlık huzur esenlikler versin. Sınırda görev yapan askerilerimize, sağlık çalışanlarımıza yardım eylesin. Amiin.

Rabbim, milletimizi, devletimizi payidar eylesin. Koronavirüsünü yok eylesin. Sağlık huzur esenlikler versin. Sınırda görev yapan askerilerimize, sağlık çalışanlarımıza yardım eylesin. Amiin.
Hüzün ve keder hayatın değişmez gerçeğidir. İnsan bu gerçekle karşılaştığında ne yapmalıdır?

Yüce Rabbimiz o zaman sarsılmaz bir sabırla ve namaz kılmak suretiyle kendisinden yardım istememizi öğütler. (Bakara, 153)

Peygamber Efendimizin belirttiğine göre sabır ışıktır (ziyâdır); o ışığı elde eden kimse gerçeği görür; sıkıntılar karşısında asla pes etmez; sabrın verdiği güçle zorlukları yener. Ve zorlukları yenmek için sabretmeye çalışanlara Allah sabır gücü verir.

Neden hep sıkıntı, hep sabır?

İşin sırrını Peygamber Efendimizden öğrenelim:

Allah, iyiliğini dilediği kimseyi önce sıkıntıya sokar; sonra da ona sabır verir.

Cenâb-ı Hakk’ın insana verdiği en hayırlı ve en büyük lütuf sabırdır.

Sabır meziyeti mü’mine özeldir. Mü’min sevinince şükreder, üzülünce sabreder, böylece hayra erer.

Ama mü’minin derdi büyük olur.

Büyüklerimizin dediği gibi “Büyük dağın büyük kışı olur.”

Bunu Peygamber Efendimiz şöyle ifade buyurmuştur:

En ağır sıkıntılar peygamberlerin başına gelir; fazilet bakımından peygamberlerden sonra gelenler, mânevî derecelerine göre dert ve sıkıntılardan nasiplerini alırlar.

En dindar olan en ağır sıkıntıya uğrar; dini o kadar kuvvetli olmayanlar ise daha hafif bir imtihandan geçer. (Müslim, Fiten 23; Tirmizî, Zühd 57; Dârimî, Rikak 67; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 185)

Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi ve açık hava