Bütün bu harüküladelikleri tefekkür et-me-mek için insan, Ya taş kalpli olmalı,ya akıl’sız,ya da ferasetsiz. Ve sohbeti,yine apalarımızın tefekkürü en sade,en yalın,en gerçekçi,en tatlı haliyle anlatan o ve hiç bir zaman dillerinden düşürmediği sarıcı,düş

Güneş alıp başını gideli 2 saat kadar oldu.
Ve… gece tüm ihtişamıyla gökyüzüne karargahını kurmuştu.
Akılları zıplatan bu manzarayı bir süreliğine seyre koyuldum.
Kışın dondurucu soğuğundan yeni çıkmış olan tabiat,sankide ayağının tozuyla dağa/taşa didarında tatlı bir tebessümle ben geldim diye haykırıyordu.
Kuşlar,kurtlar,böceklerde lisan ı halle bu ilahi sese eşlik ediyorlardı.
Gerçektende o gece,gökyüzü pek berraktı,parlaktı,aydınlıktı.
Gökyüzünde ilahi bir cümbüş vardı sanki o gece.
Ve arı kovanı gibi gözleri kamaştıran yıldızlar şöleni aklımı başımdan almıştı.
Pekte yakın duruyorlardı bu ateş böcekleri.
Bir ara kalkıp ellerimi uzatmak istedim.
Kimbilir belkide parmaklarımın ucunda sıcaklığını hissederim diye.
O anda, bugüne dek bir kaç kez T.V programlarında izlediğim uzayla ilgili belgeseller aklıma düştü.
Şu uçsuz bucaksız evrende çapları,kütleleri,ancak “milyon km “ rakamlarla ifade edilebilen devasa galaksiler,gezegenler, yıldızlar varmış.
Bütün bu gök cisimleri muntazam bir ahenk içinde uzay boşluğunda dönüp dururlarmış.
Bu hareketlerinde bir saniye,bir salise şaşmazlarmış.
Bakmayın kurduğum cümlelerin masalları çağrıştiıran «mış «larla bittiğine!!
Bu büyük bir gerçekti.
Bu büyük gerçeği ,Kuran ayetlerinin “RAHMAN SÜRESİ”ve Allah dostlarının yanısıra pozitif iliminde desteklediğini hepimiz biliyoruz
İnanın,bu kocaman gerçek karşısında akıl tutulması yaşıyor insan.
Belgeselde anlatılan buna benzer sözler şu anda seyre daldığım eşsiz manzarayla bire bir örtüşüyordu.
İnanın ,o anda bunun derin hazzını,huzurunu yaşadım.
İşte belli bir nizam ve intizam içinde semavatta raksedip duran bunca sayıdaki gök cisimlerinin yegane sahibinin şüphesiz Cenabı Allah c.c tır.
İmanı tam,aklı başında olan bir insan elbette bu gerçeğin altına mührünü basmakta tereddüt etmez.
Bütün bunların yanında kocaman sandığımız şu dünya gezegeni okyanusta bir damla kadarmış.
Ve bu sohbeti yazdığım bir dörtlükle tamamlayayım istedim.
Bütün bu harüküladelikleri tefekkür et-me-mek için insan,
Ya saf olmalı,ya iradesiz, ya da şuursuz.
Bütün bu harüküladelikleri tefekkür et-me-mek için insan,
Ya taş kalpli olmalı,ya akıl’sız,ya da ferasetsiz.
Ve sohbeti,yine apalarımızın tefekkürü en sade,en yalın,en gerçekçi,en tatlı haliyle anlatan o ve hiç bir zaman dillerinden düşürmediği sarıcı,düşündürücü,kuşatıcı,ile sözü ile bağlayalım.
{{ Kudretinnen aynananayın }}
Allaha emanet olunuz.
Bir ‎şunu diyen bir yazı '‎برقارَعَم (Ey insanlar!) Sizi birbiriniz için imtihan aracı kıldık. (Bakalım) sabredecek misiniz? Furkan,20‎'‎ görseli olabilir