CUMA GÜNÜMÜZ MÜBAREK OLSUN. Rabbim, Tüm Şehitlerimize, geçmişlerimize Rahmet Eylesin. Amiin. Rasûlullâh (sav)’in Allâh Teâlâ’ya olan muhabbeti ve bağlılığı o noktaya çıkmıştı ki, dünyâda rahat ve huzûru ancak Yüce Rabbine ibâdet etmekte bulurdu. Dünyâ meş

CUMA GÜNÜMÜZ MÜBAREK OLSUN.
Rabbim, Tüm Şehitlerimize, geçmişlerimize Rahmet Eylesin. Amiin.
Rasûlullâh (sav)’in Allâh Teâlâ’ya olan muhabbeti ve bağlılığı o noktaya çıkmıştı ki, dünyâda rahat ve huzûru ancak Yüce Rabbine ibâdet etmekte bulurdu. Dünyâ meşgaleleri arasında daraldığı zaman; “Ey Bilâl! Bizi rahatlat.” buyurarak ezâna ve namaza koşmuş, namaz vakti girdiğinde her şeyi bir tarafa bırakarak Rabbine yönelmiştir. Hayâtı boyunca namazlarını dâima ilk vaktinde kılmıştır. Nitekim o, nerede olursa olsun, vakti girdiği anda hemen namaz kılmaktan çok hoşlanırdı.

Enes (r.a) şöyle anlatır:
Vefatı esnâsında Peygamber Efendimiz’in yanındaydık. Bize üç defâ:
“–Namaz hususunda Allah’tan korkunuz!” buyurdu ve sözlerine şöyle devam etti:
“–Emriniz altındaki insanlar hakkında Allah’tan korkunuz, iki zayıf hakkında Allah’tan korkunuz: Onlar dul kadın ve yetim çocuktur. Namaz hususunda Allah’tan korkunuz!..”
Rasûlullah (s.a.v) daha sonra, “Namaz, namaz…” diye tekrar etmeye başladı. (Mübârek lisanı söyleyemez olunca bile) rûh-i pâki Refîk-i A’lâya yükselinceye kadar bunu içten içe tekrar edip durdu. (Beyhakî, Şuab, VII, 477. Ayrıca bkz. Ahmed, VI, 290, 315; İbn-i Mâce, Vasâyâ, 1)